1 Haziran 2013 Cumartesi
Şeftali tatlısı Tarifi
Malzemeler:
6 adet şeftali
2 çay fincanı toz şeker
2 çay fincanı su
süslemek için:
dondurma
kıyılmış badem
Şeftali tatlısı tarifi
öncelikle şeftalileri yıkayıp, ortadan ikiye bölelim, fırın tepsisine dizelim. Üzerine tozşekeri serpelim tepsinin dibine suyu dökelim, tepsiyi alüminyum folyo ile kapatalım.170 derecelik fırında 10 dakika pişirelim.
Soğuyan şeftalileri servis tabağına alalım buzdolabında alalım. Servise sunacağımız zaman üzerine top dondurma koyalım kıyılmış badem serpelim. İçine sevginizi katmayı unutmayınız. Afiyet olsun
Alara Koçibey
Alara Koçibey, GQ Türkiye için “kadınlar ne ister” sorusuna yanıt ararken, kendini ve yeni yaşamını da anlattı.
“Bir anne olarak tabii ki çocuklarım öncelikli ama bir kadın olarak hatırlanacak bir hayat yaşamak ve sonrasında da anılmak benim için önemli. Her kadın evliliği ve anneliği mutlaka tecrübe etmeli ama asla kendini kaybetmemeli. Büyüleyici olmak bence bir kadının en büyük silahı.”
“Bir anne olarak tabii ki çocuklarım öncelikli ama bir kadın olarak hatırlanacak bir hayat yaşamak ve sonrasında da anılmak benim için önemli. Her kadın evliliği ve anneliği mutlaka tecrübe etmeli ama asla kendini kaybetmemeli. Büyüleyici olmak bence bir kadının en büyük silahı.”
Biber gazından korunma
Biber gazı ölümcül olmasa da akciğer, göz ve burunda mukus zarlarını etkileyerek, öksürme, hapşurma, göz yanması gibi etkilere neden oluyor. Biber gazına maruz kalmamak ve zarar görmemek için önlemlerinizi alın.
Yapı marketlerinden ya da nalburdan temin edebileceğiniz boya ya da toz maskeler ve göz koruyucu maskeleri ile kendinizi koruyun.
Herhangi bir krem, yağlı ürünleri kullanmayın, bu daha çok yakıcı etkiye neden olacaktır.
Biber gazı suyun içinde çözünmediği için su kullanmak yanmasını daha da arttıracaktır.
Biber gazına karşı kendinizi koruyabilmek için
Bir sprey şişesini yıkayın
Şişenin yarısını sıvı antiasit (Talcid, Rennie) ile geri kalan kısmını da su ile doldurun.
Biber gazına maruz kaldığınız zaman ağzınıza ve gözünüze spreyi sıkarak yutun.
Sirke, limon gibi asidik içeriğe sahip maddeler de gazın etkisini azaltıcı özelliğe sahip.
Gaza maruz kaldığınız zaman tülbent, mendil ya da eşarp gibi bir takım eşyalara sararak ağzınızı ve burnunuzu kapatıp nefes alımınızı kolaylaştırabilirsiniz.
Yapı marketlerinden ya da nalburdan temin edebileceğiniz boya ya da toz maskeler ve göz koruyucu maskeleri ile kendinizi koruyun.
Herhangi bir krem, yağlı ürünleri kullanmayın, bu daha çok yakıcı etkiye neden olacaktır.
Biber gazı suyun içinde çözünmediği için su kullanmak yanmasını daha da arttıracaktır.
Biber gazına karşı kendinizi koruyabilmek için
Bir sprey şişesini yıkayın
Şişenin yarısını sıvı antiasit (Talcid, Rennie) ile geri kalan kısmını da su ile doldurun.
Biber gazına maruz kaldığınız zaman ağzınıza ve gözünüze spreyi sıkarak yutun.
Sirke, limon gibi asidik içeriğe sahip maddeler de gazın etkisini azaltıcı özelliğe sahip.
Gaza maruz kaldığınız zaman tülbent, mendil ya da eşarp gibi bir takım eşyalara sararak ağzınızı ve burnunuzu kapatıp nefes alımınızı kolaylaştırabilirsiniz.
Eylemde Facebook ve Twitter'a Girilmedi
Gezi Parkı eylemleri sürerken Birçok kişi facebook ve twitter'a giremiyor. TTNet "sitede bakım var" açıklaması yaptı.
Sözcü'den Deniz Ayhan'ın iddiasına göre; Türkiye’de Gezi Parkı eylemleri 5. gününe girmişken, eylemlerin örgütlenmesinde ve vatandaşların yardımlaşmasında büyük payı olan sosyal medyaya girişlerin engellendiği öne sürüldü.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden TTNet internet sağlayıcısını kullanarak sosyal paylaşım siteleri Facebook ve Twitter’a girmek isteyen internet kullanıcıları, sitelerin açılmaması ve erişim engeli uyarısı ile karşılaştılar.
Görüştüğümüz TTNet yetkilileri bu sitelere girişin şu an mümkün olmadığını doğrulayarak, kendilerine “Sitelerde bakım yapıldığı” bilgisinin verildiğini ve başka bir açıklama yapamayacaklarını söylediler. Sadece Facebook ve Twitter’a giriş yapılamadığını belirten yetkililer, bağlantı sorununun ne zaman çözüleceğini bilmediklerini belirttiler.
Bu sosyal paylaşım sitelerine mobil olarak ve yurtdışından rahatlıkla girilebilmesi, Türkiye’de sansür uygulandığı iddialarını gündeme getirdi. Türkiye’de şu anda facebook ve twitter ile İnternet erişimi güçlükle sağlanıyor. TTNet yetkilileri sorunun bir kaç saat daha süreceğini belirtiyor.
Sözcü'den Deniz Ayhan'ın iddiasına göre; Türkiye’de Gezi Parkı eylemleri 5. gününe girmişken, eylemlerin örgütlenmesinde ve vatandaşların yardımlaşmasında büyük payı olan sosyal medyaya girişlerin engellendiği öne sürüldü.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden TTNet internet sağlayıcısını kullanarak sosyal paylaşım siteleri Facebook ve Twitter’a girmek isteyen internet kullanıcıları, sitelerin açılmaması ve erişim engeli uyarısı ile karşılaştılar.
Görüştüğümüz TTNet yetkilileri bu sitelere girişin şu an mümkün olmadığını doğrulayarak, kendilerine “Sitelerde bakım yapıldığı” bilgisinin verildiğini ve başka bir açıklama yapamayacaklarını söylediler. Sadece Facebook ve Twitter’a giriş yapılamadığını belirten yetkililer, bağlantı sorununun ne zaman çözüleceğini bilmediklerini belirttiler.
Bu sosyal paylaşım sitelerine mobil olarak ve yurtdışından rahatlıkla girilebilmesi, Türkiye’de sansür uygulandığı iddialarını gündeme getirdi. Türkiye’de şu anda facebook ve twitter ile İnternet erişimi güçlükle sağlanıyor. TTNet yetkilileri sorunun bir kaç saat daha süreceğini belirtiyor.
30 Mayıs 2013 Perşembe
Pilav Nasıl Yapılır
Pilav, Türk mutfağının en önemli yemeklerinden biri. Yeni işe girecek aşçılara pilav pişirterek ustalıklarını sınamak esnaf lokantalarının hala yaptıkları bir uygulama…
Pilav basit gözüken ama pek çok püf noktası bulunan bir yemek. İşte lezzetli bir pilav pişirmek için adım adım yapmanız gerekenler.
İyi pişirilmiş bir pilav tane tane olmalı, asla lapa olmamalıdır. Mutlaka tereyağıyla yapılmalı, tercihen gerçek et suyu kullanılmalıdır.
Seçtiğiniz pirinç kaliteli olmalıdır. Baldo cinsi Türk ağız tadına en uygun pirinçlerden biridir. İyi pilav yapmak istiyorsanız kırık pirinç ya da karışık cins pirinç kullanmayın.
Pilav yapmadan en az bir saat önce pirinci sıcak ve tuzlu su ile ıslatmalısınız. Daha sonra pirinci akan su altında iyice yıkamalısınız. Bu sayede pirincin nişastası gidecek ve tane tane olacaktır.
Islatılmış ve yıkanmış pirincinizi iyice süzmeniz gerek. Süzgeçte en az on dakika pirincin süzülmesini bekleyin.
Tencerede tereyağını eritin. Tereyağ kızsın ama yanmasın. Eriyen tereyağının üzerine süzülmüş pirincinizi koyun ve pirinci kavurun. Pirincin kavrulduğunu tanelerin şeffaflaşmasından anlayabilirsiniz. Tüm taneler şeffaf hale geldikten sonra su ya da et suyunu dökün.
Et suyu kullanmak idealidir ama yoksa sade su da kullanabilirsiniz. Tabii ki su ya da et suyunuz kaynamış olmalı.
Pilav yaparken su-pirinç ölçüsü çok önemlidir. Pirincin cinsine göre bu ölçü değişmekle beraber ideali bir bardak pirince, bir buçuk bardak sıcak su koymaktır. Tuzunu da ağız tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.
Suyu koyduktan sonra tencerenin ağzını kapatın. Üç dakika yüksek ateşte pişirip, altını kısın. Pilavın üstü göz göz olunca pilavınız pişmiş demektir. Pişerken pilavınızı karıştırmayın.
Pilavı demlendirmek tadını artıracaktır. Tencerenin üstüne havlu örtüp kapağını kapatın. En az yarım saat dinlendirirseniz pilavınız daha da lezzetli olacaktır.
Pilav basit gözüken ama pek çok püf noktası bulunan bir yemek. İşte lezzetli bir pilav pişirmek için adım adım yapmanız gerekenler.
İyi pişirilmiş bir pilav tane tane olmalı, asla lapa olmamalıdır. Mutlaka tereyağıyla yapılmalı, tercihen gerçek et suyu kullanılmalıdır.
Seçtiğiniz pirinç kaliteli olmalıdır. Baldo cinsi Türk ağız tadına en uygun pirinçlerden biridir. İyi pilav yapmak istiyorsanız kırık pirinç ya da karışık cins pirinç kullanmayın.
Pilav yapmadan en az bir saat önce pirinci sıcak ve tuzlu su ile ıslatmalısınız. Daha sonra pirinci akan su altında iyice yıkamalısınız. Bu sayede pirincin nişastası gidecek ve tane tane olacaktır.
Islatılmış ve yıkanmış pirincinizi iyice süzmeniz gerek. Süzgeçte en az on dakika pirincin süzülmesini bekleyin.
Tencerede tereyağını eritin. Tereyağ kızsın ama yanmasın. Eriyen tereyağının üzerine süzülmüş pirincinizi koyun ve pirinci kavurun. Pirincin kavrulduğunu tanelerin şeffaflaşmasından anlayabilirsiniz. Tüm taneler şeffaf hale geldikten sonra su ya da et suyunu dökün.
Et suyu kullanmak idealidir ama yoksa sade su da kullanabilirsiniz. Tabii ki su ya da et suyunuz kaynamış olmalı.
Pilav yaparken su-pirinç ölçüsü çok önemlidir. Pirincin cinsine göre bu ölçü değişmekle beraber ideali bir bardak pirince, bir buçuk bardak sıcak su koymaktır. Tuzunu da ağız tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.
Suyu koyduktan sonra tencerenin ağzını kapatın. Üç dakika yüksek ateşte pişirip, altını kısın. Pilavın üstü göz göz olunca pilavınız pişmiş demektir. Pişerken pilavınızı karıştırmayın.
Pilavı demlendirmek tadını artıracaktır. Tencerenin üstüne havlu örtüp kapağını kapatın. En az yarım saat dinlendirirseniz pilavınız daha da lezzetli olacaktır.
Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar
Tüm dünyada genetiği değiştirilmiş o kadar çok yiyecek mevcut ki, tüm bu yiyecekler sağlığımızı bozmakta, kanser hastalıklarına yakalanmamıza sebep olmakta ve yaşam kalitemizi düşürmektedir. Uzmanlar genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) olan yiyecekleri tüketmemiz gerektiğini defalarca vurgulamaktalar. Ancak bazen zorunlu olarak bazen de hangi yiyeceklerin genetiğinin değiştirilmiş olduğunu bilmediğimizden dolayı bu yiyecekleri tüketmeyiz. Peki Türkiye’de yer alan hangi yiyeceklerin genetiği değiştirilmiştir…
Genetiği Değiştirilmiş Yiyecekler
Türkiye’de genetiği değiştirilen besinler ( GDO’lu yiyecekler) hangileridir?
Genetiği değiştirilmemiş gıdaları bulmak günümüzde artık çok zorlaştı ve bu durum hastalıklara, kısa ve kalitesi yaşama sebep oldu. Özellikle de kanser hastalıklarının genetiği değiştirilmiş yiyeceklerin yenmeye başlamasından sonra daha çok fazlalaştığı görüldü. Elimizden geldiği kadar organik besinlere yönelmeli ve imkan varsa, kendi besinimizi kendimiz üretmeliyiz.
Genetiği İle Oynanan Yiyecekler
Mısır
Soya
Papaya
Pirinç
Domates
Kolza
Süt ürünleri
Patates
Bezelye
Genetiği Değiştirilmiş Yiyecekler
Türkiye’de genetiği değiştirilen besinler ( GDO’lu yiyecekler) hangileridir?
Genetiği değiştirilmemiş gıdaları bulmak günümüzde artık çok zorlaştı ve bu durum hastalıklara, kısa ve kalitesi yaşama sebep oldu. Özellikle de kanser hastalıklarının genetiği değiştirilmiş yiyeceklerin yenmeye başlamasından sonra daha çok fazlalaştığı görüldü. Elimizden geldiği kadar organik besinlere yönelmeli ve imkan varsa, kendi besinimizi kendimiz üretmeliyiz.
Genetiği İle Oynanan Yiyecekler
Mısır
Soya
Papaya
Pirinç
Domates
Kolza
Süt ürünleri
Patates
Bezelye
En Güzel Pasta Yapma Yolları
Zor görünen pastaları bile iyi bir tarif eşliğinde ve birkaç püf noktasına dikkat ederek yapmak oldukça kolay. Dilerseniz kendinize veya sevdiklerinize güzel bir doğum günü pastası yapabilirsiniz. Yeter ki aşağıdaki ipuçlarına dikkat edin…
Öncelikle şunu unutmayın: İyi bir pasta için yeteri kadar kabarmış bir pandispanya kekine ve tam kıvamında bir kremaya ihtiyacınız var.
- Pasta yaparken kullanacağınız malzemelerin kaliteli olmasına özen gösterin.
- Elinizdeki tarife birebir uyun. Verilen ölçülerden ne biraz eksik ne biraz fazla malzeme kullanın.
- Yumuşacık bir pandispanya keki için yumurta aklarını ve sarılarını ayrı ayrı çırpmanız gerekir. Ayrıca katılaşması için yumurta aklarını mutlaka cam kasede çırpın.
- Yumurta sarılarını şekerle çırpın. Tarifte yer alan sıvı malzemeleri şeker tamamen eridikten sonra ekleyin.
- Pandispanya için kullanacağınız unu mutlaka eleyin.
- Kek kalıbını katı yağ ile yağladıktan sonra içine ve kenarlarına un serpin.
- Pandispanyanın nemlenmesini önlemek için piştikten hemen sonra kalıptan çıkarın.
- Pandispanyayı, krema ve malzemeleri eklemeden en az 1 gün önce pişirin. Böylece daha lezzetli ve kolayca katlara ayrılan bir pandispanyanız olur.
- Klasik ve nişastalı pandispanya yaptıysanız malzemeleri ve kremayı eklemeden önce ılık, şekerli veya reçelli su ile ıslatın. Yoğurtlu ve kremşantili pandispanyada ise malzemeler ıslatmadan da eklenebilir.
İşte Yeni köprünün temeline gömülen mektup
İstanbul’un fethinin 560. yıl dönümünde köprünün ayaklarının birinin bulunduğu Garipçe’de yapılan törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda bakan ve milletvekili ile vatandaşlar katıldı.
Cumhurbaşkanı Gül köprünün ismini ise şu sözlerle açıkladı: “Birinci köprü Mustafa Kemal Atatürk’ün, ikinci köprü Fatih Sultan Mehmet’in ismini taşıyor. Üçüncü köprünün ismi Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacak. Hükümetimizin bütün üyelerine teşekkür ediyor, ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu işi üstlenmek her babayiğidin harcı değil. Çok ayrıcalıklı proje“
Cumhurbaşkanı Gül köprünün ismini ise şu sözlerle açıkladı: “Birinci köprü Mustafa Kemal Atatürk’ün, ikinci köprü Fatih Sultan Mehmet’in ismini taşıyor. Üçüncü köprünün ismi Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacak. Hükümetimizin bütün üyelerine teşekkür ediyor, ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu işi üstlenmek her babayiğidin harcı değil. Çok ayrıcalıklı proje“
Mektup temele gömüldü.
Cumhurbaşkanı Gül köprünün ismini ise şu sözlerle açıkladı: “Birinci köprü Mustafa Kemal Atatürk’ün, ikinci köprü Fatih Sultan Mehmet’in ismini taşıyor. Üçüncü köprünün ismi Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacak. Hükümetimizin bütün üyelerine teşekkür ediyor, ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu işi üstlenmek her babayiğidin harcı değil. Çok ayrıcalıklı proje“
Mektup temele gömüldü.
Konuşmaların ardından sahneye temsili olarak hazırlanan butonlarla köprünün temeli atıldı. Köprünün temelinin atılması anısına Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve TBMM Başkanı Çiçek'in imzasını taşıyan bir mektup yazıldı. Köprü ayağının yer alacağı çukura gelen Gül, Çiçek ve Erdoğan anı mektubunu temele bıraktıktan sonra çimento döküp mektubu temele gömdüler.
Türkiye’de İdam Edilen Kadınlar
Yeniden gündeme gelen idam tartışmaları ardından Türkiye’de idam edilen kadınların hazin öyküleri…
Başbakan Erdoğan’ın Kürt sorunu tartışmalarına idam cezasını da dahil eden çıkışı akıllara Türkiye’nin geçmişindeki idam vakalarını da getirdi. Radikal gazetesinden Tarık Işık ise konuya daha dar ve çarpıcı bir başlık altında yaklaşarak tarihimizde asılan kadınları konu alan bir dosya hazırladı.
İşte Radikal’den Tarık Işık’ın kaleminden Türkiye tarihi boyunca asılan 15 kadının hikayesi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘anketlere göre vatandaşların idamın geri gelmesini istediğini’ söylemesi, küllenmiş bir tartışmayı da alevlendirdi. Polemiğin merkezinde, Abdullah Öcalan ’ın idamı konusu üzerinden, kendini taraf hisseden bütün kesimlere mesaj göndermek var belki. Ama ‘idam’ ve ‘vatandaşın beklentisi’ konusu açılmışken, idamın Türkiye ’deki mazisine bir göz atalım dedik. Ancak alışıldığı gibi Adnan Menderes ve Deniz Gezmiş gibi şu veya bu nedenlerle bir düşüncenin bayrağı haline gelmiş infazlarla değil. Hayatları yağlı ilmikle sonlanmış ama ‘meşhur olmayan’ kadın mahkûmların dosyasını açtık.
15 KADIN ASILDI
15 KADIN ASILDI
TBMM ’nin açıldığı 1920’den, fiili olarak idam cezasının kaldırıldığı 1984’e kadar Meclis tarafından onaylanan ve infazı gerçekleştirilen idam cezası kararı sayısı 712. Bunlardan 15’i ise kadın. Ancak bu rakamlara İstiklal Mahkemeleri’nde idam edilen hükümlülerin dahil olmadığını hatırlatmak gerek. Şapka devrimine karşı geldiği gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi tarafından 1925’te idam edilen ve hâkime, “kadın kısmının idam edildiği nerede görülmüştür” dediği rivayet edilen Erzurumlu Şalcı Şöhret gibi.
‘İBRET OLSUN’ DİYE
60’lı yılların ortalarına kadar idamlar ‘ibret olsun’ diye halka açık alanlarda yapıldı. İnfazlar gece yarısından sonra, günün ilk ışıklarıyla yapıldığı halde alanlar kadın-erkek, çoluk-çocuk meraklılarla dolup dolup taşardı. Kentlerin meydanları infaz alanına dönüştürülmüştü. Sırtlarında yorganlarıyla meydanlarda geceleyenler, seyyar satıcılar olağan görüntülerdi.
DARAĞACINDA İLK KADIN
Isparta ’nın Darıbükü Köyü’nden Hasan Kızı Fatma, aynı köyden Eşref’in Hanife’yle evlenmesini temin etmek için Eşref’in karısı Ümmüşani’yi ‘20’lik altın ’ ve tarla karşılığı öldürdü. Ve 14 Aralık 1931’de Tuzpazarı’nda asıldı. Kasabalılar sabah karanlığından itibaren meydanı doldururken Fatma’nın son sözü “Allah affetsin” oldu. Fatma, TBMM kararıyla idam edilen ilk kadın olarak Türkiye’nin suç tarihine geçti.
KADINA İDAM, ERKEĞE 24 YIL
İdam edilen ikinci kadın ise 20 Haziran 1934’te cezası infaz edilen Sadberk. Lüleburgaz’ın Büyükkarıştıran Köyü’nden olan Sadberk’in cezasının infazını Anadolu Ajansı, “Münasebette bulunduğu Kıptî Selim’le birleşmelerini temin için merkumun, kocası Demir Kahya’yı öldürmesinde iştiraki bulunduğundan dolayı ölüm cezasına mahkûm edilen Burgaz’ın Karıştıran köyünden Sadberk kadın hakkındaki ölüm cezası bugün Kırklareli’nde infaz edilmiştir” sözleriyle duyurdu. Sadberk’in suç ortağı Selim de idam cezasına çarptırıldı. Ancak yaşı küçük olduğu için cezası 24 yıl ağır hapse çevrildi.
Eceabat’ın Turşun Köyü’den Memed’i, taammütle öldürmekten suçlanan Didar Savaş, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi ’nde yargılandı. Ölüm cezasının hafifleştirilmesini icap eden bir neden görülmediği için ölüm cezasına çarptırıldı. Damadı Adil Gürel’le ‘gayri meşru münasebet’ yaşayan Didar Savaş kocasını öldürdükten sonra çuvala koyup gömmüştü. İdam kararı 16 Haziran 1939’da Resmi Gazete’de yayımlandı.
KOCASININ BAŞINI EZDİ
Bodrum’un Karakaya Köyü’nden Fatma Satılı, ilişkisi bulunduğu Mustafa ile yalnız kalmak için kocası Hasan’ı öldürme planı yaptı. Fatma Satılı, Mustafa ile birlikte Çakalyatağı denilen yerde pusu kurdu. Burada bir taşın üzerinde dinlenen kocasının başına Mustafa ile birlikte önce taşla vurdu, ardından kasaturayla yaraladı. Fatma ve Mustafa, daha sonra Hasan’ın başını taşla ezdi. 23 Haziran 1936’da Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Fatma Satılı idama mahkûm edilirken, Mustafa 21 yaşından küçük olduğu için hapse atıldı.
KARILAR KOĞUŞU’NDAN HANIM
İdam edilen kadınlar arasında en ‘meşhur olanı’ ise bir başkasıyla evlenmek için kocası İhsan Kuzu’yu zehirleyerek öldüren Hanım Kuzu. Malatyalı Hanım Kuzu’nun idam kararı 27 Mart 1944’te Resmi Gazete’de yayımlandı. Hanım Kuzu, Kemal Tahir’in sinema ve televizyona da uyarlanan unutulmaz eseri ‘Karılar Koğuşu’nun kahramanlarından biri olarak edebiyat tarihine de geçti.
İdam edilen kadınlar arasında en ‘meşhur olanı’ ise bir başkasıyla evlenmek için kocası İhsan Kuzu’yu zehirleyerek öldüren Hanım Kuzu. Malatyalı Hanım Kuzu’nun idam kararı 27 Mart 1944’te Resmi Gazete’de yayımlandı. Hanım Kuzu, Kemal Tahir’in sinema ve televizyona da uyarlanan unutulmaz eseri ‘Karılar Koğuşu’nun kahramanlarından biri olarak edebiyat tarihine de geçti.
DARAĞACINDA SON KADIN
Cumhuriyet tarihinde idam sehpasına gönderilen son kadın ise Kadriye Partici oldu. Kadriye Partici, kardeşi Faik Varketli ile birlikte, boynundaki bir tane beşibirlik altın, 4 tane bilezik ve parmağındaki altın yüzüğü almak için Aysel Malseven’e Folidol ismindeki bir tütün haşere ilacını zorla içirdi. Ancak Aysel Malseven içirdikleri zehri kusunca, Faik Vartekli maktulün başında bir bıçağın ucuyla delik açarak ölümü hızlandırdı. Kadriye Partici, 25 Temmuz 1971’de İzmir ’de asıldı. Ve asılan son kadın oldu.
İKİ DENEMEDE ÖLDÜREMEDİĞİ KURBANI YAKALATTI VE…
Konya ’nın Hasandede Mescid Mahallesi’nden Huriye Senel, 1936’da yaptığı hırsızlığın şahidi olan Fatma’yı, aynı yılın mayıs ayında çalı-çırpı toplamak bahanesiyle kıra götürüp öldürdü. Huriye’nin ikinci hedefi ise, geride şahit kalmaması için Fatma’nın 8 yaşındaki kızı Miyase oldu. Küçük kızı samanlıkta boğan Huriye, Fatma’dan kurtulmak için bir gün sonra kadının cesedinin yanına gitti. Ancak Fatma’nın ölmediğini gören Huriye, Fatma’yı bu defa bir su kuyusuna atarak yarım kalan işini tamamlamak istedi. Ancak su kuyusuna attığı Fatma yine ölmeyince işlediği cinayet ortaya çıktı. Huriye Senel, 18 Haziran 1939’da idam edildiğinde gazeteler kanunun pençesinden kimsenin kurtulamayacağını yazıyordu.
Konya ’nın Hasandede Mescid Mahallesi’nden Huriye Senel, 1936’da yaptığı hırsızlığın şahidi olan Fatma’yı, aynı yılın mayıs ayında çalı-çırpı toplamak bahanesiyle kıra götürüp öldürdü. Huriye’nin ikinci hedefi ise, geride şahit kalmaması için Fatma’nın 8 yaşındaki kızı Miyase oldu. Küçük kızı samanlıkta boğan Huriye, Fatma’dan kurtulmak için bir gün sonra kadının cesedinin yanına gitti. Ancak Fatma’nın ölmediğini gören Huriye, Fatma’yı bu defa bir su kuyusuna atarak yarım kalan işini tamamlamak istedi. Ancak su kuyusuna attığı Fatma yine ölmeyince işlediği cinayet ortaya çıktı. Huriye Senel, 18 Haziran 1939’da idam edildiğinde gazeteler kanunun pençesinden kimsenin kurtulamayacağını yazıyordu.
HİÇ OLMAZSA ÇOCUĞUMU…
20 Şubat 1936’da asılan Muğla Karakuyu Köyü’nden Ümmühan, iki dostu ile birlikte kocasını boğup, cesedi kuyuya atmıştı. Kadın idama, suç ortakları ise yaşları küçük olduğu için 24’er yıl hapse mahkûm oldular. Ümmühan’ın idamını Cumhuriyet gazetesi şöyle anlatıyor: “Mahkûm hükmün infaz edileceği geceye kadar hiçbir şey anlatmamıştır. Darağacının kurulduğu Kurşunlu Camii önüne gelindikten sonra Müddeiumumi hükmü kendisine tebliğ ederek bir diyeceği olup olmadığını sormuş, kadının dudaklarından şu sözler dökülmüştür: ‘Hiç olmazsa annemi ve çocuğumu görseydim…’ Kadın, çocuğuna iyi bakılmasını vasiyet etmiş ve metanetle sehpaya doğru yürüyerek soğukkanlılıkla: ‘Hakkınızı helal edin gidiyorum’, diyerek son nefesini vermiştir.”
20 Şubat 1936’da asılan Muğla Karakuyu Köyü’nden Ümmühan, iki dostu ile birlikte kocasını boğup, cesedi kuyuya atmıştı. Kadın idama, suç ortakları ise yaşları küçük olduğu için 24’er yıl hapse mahkûm oldular. Ümmühan’ın idamını Cumhuriyet gazetesi şöyle anlatıyor: “Mahkûm hükmün infaz edileceği geceye kadar hiçbir şey anlatmamıştır. Darağacının kurulduğu Kurşunlu Camii önüne gelindikten sonra Müddeiumumi hükmü kendisine tebliğ ederek bir diyeceği olup olmadığını sormuş, kadının dudaklarından şu sözler dökülmüştür: ‘Hiç olmazsa annemi ve çocuğumu görseydim…’ Kadın, çocuğuna iyi bakılmasını vasiyet etmiş ve metanetle sehpaya doğru yürüyerek soğukkanlılıkla: ‘Hakkınızı helal edin gidiyorum’, diyerek son nefesini vermiştir.”
9 Mayıs 1938’de idam edilen Ayşe’nin ise suçu ‘metresi’ olduğu Adana ’nın Karaisalı kazasının Çarhıpare Köyü’nden Kasım Ali Hasan’ın karısı Dudu ile oğlu küçük Ali’yi balın içine arsenik karıştırarak öldürmekti.
ANNESİNİ ÖLDÜRDÜKTEN SONRA GAZETELERE KAYIP İLANI VERDİ
Yengesinin yardımı ile annesini öldürerek cesedini gömen, ancak ‘kayboldu’ diyerek gazetelere ilan veren, iki çocuk annesi Trabzonlu Ümmühan Bebek 12 Eylül 1963’te idam edildi. 8 Eylül 1963 tarihli Milliyet’te cinayeti şöyle haber olmuştu: “1957 senesinin Eylül ayında 65 yaşındaki annesi Ayşe Arı’yı öldüren Ümmühan Bebek, bir sinir buhranı esnasında küçük kardeşinin karısı Fatma’ya annesini nasıl öldürdüğünü şöyle itiraf etmişti: ‘Kocalarımız gurbette olduğu için büyük kardeşimin karısı Lütfücan ile fena yollara sapmış, başka erkeklerle münasebet kurmuştuk. Annem bundan şüphelenerek bize nasihatte bulunmuş ve bu uygunsuz hareketlerimize son vermediğimiz takdirde kocalarımıza haber vereceği tehdidini savurmuştu.’
Yengesinin yardımı ile annesini öldürerek cesedini gömen, ancak ‘kayboldu’ diyerek gazetelere ilan veren, iki çocuk annesi Trabzonlu Ümmühan Bebek 12 Eylül 1963’te idam edildi. 8 Eylül 1963 tarihli Milliyet’te cinayeti şöyle haber olmuştu: “1957 senesinin Eylül ayında 65 yaşındaki annesi Ayşe Arı’yı öldüren Ümmühan Bebek, bir sinir buhranı esnasında küçük kardeşinin karısı Fatma’ya annesini nasıl öldürdüğünü şöyle itiraf etmişti: ‘Kocalarımız gurbette olduğu için büyük kardeşimin karısı Lütfücan ile fena yollara sapmış, başka erkeklerle münasebet kurmuştuk. Annem bundan şüphelenerek bize nasihatte bulunmuş ve bu uygunsuz hareketlerimize son vermediğimiz takdirde kocalarımıza haber vereceği tehdidini savurmuştu.’
İki katil bu tehditten korktukları için Ayşe Arı’yı ortadan kaldırmağa karar vermişler ve bir öğle vakti yemeğe zehir koymuşlardı. Arsenikli çorbayı içen ihtiyar kadın, bir müddet sonra kıvranmağa başlamış ve kızlarından yardım istemiştir. Ümmühan birisinin gelip görmesinden korkarak yengesi Lütfücan’ın yardımı ile ellerine geçirdikleri bir ipi ihtiyarın boynuna geçirip birer uçlarından çekmek suretiyle öldürmüşler, cesedi sığır gübreliğine gömmüşlerdir. Hakikati karısından öğrenen Kahraman Arı, derhal jandarmayı durumdan haberdar etmiştir.”
TÜRKÜ SÖYLEYEREK İDAMA GİDEN DURDU
1959’da kayınbiraderi ile anlaşarak kocası Mahmut Sarıkaya’yı öldüren Sivas’ın Haydarlı Köyü’nden 35 yaşında Durdu Sarıkaya, Cumhuriyet Meydanı’nda asıldı. 25 Aralık 1960 tarihli Milliyet’teki Ahmet Turan Gürel imzalı haberden idama türkü söyleyerek gittiğini öğreniyoruz: “Dini merasimden sonra idam gömleği giydirilen kadın metanetinden hiçbir şey kaybetmemiş, sadece ‘Ellerimi bağlamayın’ diye yalvarmıştır. Elleri arkadan kelepçe ile bağlanan kadın, yüksek sesle ‘Darağacı yollarında, kelepçe kollarında’ diye bir türkü tutturmuştur. Darağacı dibinde idam hükmü kendisine okunan Durdu Sarıkaya kesik cümlelerle, ‘Bu kararı kaç defa dinledim, ne olur bitirelim artık’ demiş, sonra sandalyeye çıkarak ‘Beyaz gömlek giydirdiler, bu sehpaya bindirdiler’ diyerek türküye devam etmiştir.
1959’da kayınbiraderi ile anlaşarak kocası Mahmut Sarıkaya’yı öldüren Sivas’ın Haydarlı Köyü’nden 35 yaşında Durdu Sarıkaya, Cumhuriyet Meydanı’nda asıldı. 25 Aralık 1960 tarihli Milliyet’teki Ahmet Turan Gürel imzalı haberden idama türkü söyleyerek gittiğini öğreniyoruz: “Dini merasimden sonra idam gömleği giydirilen kadın metanetinden hiçbir şey kaybetmemiş, sadece ‘Ellerimi bağlamayın’ diye yalvarmıştır. Elleri arkadan kelepçe ile bağlanan kadın, yüksek sesle ‘Darağacı yollarında, kelepçe kollarında’ diye bir türkü tutturmuştur. Darağacı dibinde idam hükmü kendisine okunan Durdu Sarıkaya kesik cümlelerle, ‘Bu kararı kaç defa dinledim, ne olur bitirelim artık’ demiş, sonra sandalyeye çıkarak ‘Beyaz gömlek giydirdiler, bu sehpaya bindirdiler’ diyerek türküye devam etmiştir.
KOCALARINI KATLEDEN KADINLAR
Manisa İlyasçılar Köyü’n-den Fatma Yıldırım, kocası Ali Osman’ı, maktulün kardeşi Abdullah’la birlikte uçkurla boğarak öldürdü. Resmi Gazete’de 27 Haziran 1939’da yayımlanan kararla Fatma Yıldırım idama mahkûm olurken, Abdullah suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olduğu için 15 yıl hapse çarptırıldı. Isparta Ağır Ceza Mahkemesi ise, Ayvalı Köyü’nden Ali Kotanak’ı öldürmekten suçlu Gülsüm Kotanak’ı 29 Nisan 1942’de ölüm cezasına çarptırdı. Özalp’ın Seydibey Köyü’nden Bacı Ayhaner, Nusrat ismindeki şahısla evlenmek için kocasını öldürdüğü gerekçesiyle Van ’da idam edildi.
Manisa İlyasçılar Köyü’n-den Fatma Yıldırım, kocası Ali Osman’ı, maktulün kardeşi Abdullah’la birlikte uçkurla boğarak öldürdü. Resmi Gazete’de 27 Haziran 1939’da yayımlanan kararla Fatma Yıldırım idama mahkûm olurken, Abdullah suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olduğu için 15 yıl hapse çarptırıldı. Isparta Ağır Ceza Mahkemesi ise, Ayvalı Köyü’nden Ali Kotanak’ı öldürmekten suçlu Gülsüm Kotanak’ı 29 Nisan 1942’de ölüm cezasına çarptırdı. Özalp’ın Seydibey Köyü’nden Bacı Ayhaner, Nusrat ismindeki şahısla evlenmek için kocasını öldürdüğü gerekçesiyle Van ’da idam edildi.
VECAHET’İN ‘SON’ 43 DAKİKASI
Kocasını öldürdüğü için 1 Haziran 1944’te İzmir’de idam edilen Vecahet Altın’ın idamı, Yeni Asır’da, “Vecahet Altın son 43 dakikasını nasıl geçirdi” başlığı ile haber oldu. Adnan Bilget imzalı haberde ‘o an’ şöyle anlatılıyor: “Cellat Ali, dinî merasimden sonra idam sehpasına çıkan 29 yaşındaki kadının boğazına ilmiğini geçirdi. Vecahet bu sırada, mevcut 39 buçuk lirasını annesine gönderilmek üzere cezaevi müdürüne teslim etti. Kelimenin bütün manasile zavallı bir kadın olan Vecahet Altın hiç kimse için tek kelime söylemeden başını cellâda teslim etti. Cellât Ali de ağır vazifesini büyük bir ustalıkla yaptı.”
Kocasını öldürdüğü için 1 Haziran 1944’te İzmir’de idam edilen Vecahet Altın’ın idamı, Yeni Asır’da, “Vecahet Altın son 43 dakikasını nasıl geçirdi” başlığı ile haber oldu. Adnan Bilget imzalı haberde ‘o an’ şöyle anlatılıyor: “Cellat Ali, dinî merasimden sonra idam sehpasına çıkan 29 yaşındaki kadının boğazına ilmiğini geçirdi. Vecahet bu sırada, mevcut 39 buçuk lirasını annesine gönderilmek üzere cezaevi müdürüne teslim etti. Kelimenin bütün manasile zavallı bir kadın olan Vecahet Altın hiç kimse için tek kelime söylemeden başını cellâda teslim etti. Cellât Ali de ağır vazifesini büyük bir ustalıkla yaptı.”
29 Mayıs 2013 Çarşamba
Argan Yağının Cilt İçin Faydaları
Argan Yağının Cilt İçin Faydaları :
• Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
• Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
• Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
• Güneş(UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
• Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
• Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
• Hamilelik çatlaklarının önenmesinde faydalıdır.
• Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Yüz İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan Yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla Argan Yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak Argan Yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Vücut için Nasıl Kullanılmalı?:
Argan Yağı masaj içinde son derece uygun bir üründür. Tercihen duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması et etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
Argan Yağının Saç İçin Faydaları
• Yıpranmış ve donuklaşmış saçlarda parlaklık sağlar.
• Saç kırıklarının oluşmasını önler.
• Saçları besler.
Saç İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar Argan Yağı uygulayın. Kafa derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dakika boyunca böyle bekleyin. Daha sonra saçınızı yıkayın.
Argan Yağının Tırnak İçin Faydaları
• Kırılgan tırnak yapısını güçlendirir.
Tırnaklar İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Limonu sıkın ve çıkan suyuna eşit miktarda olacak kadar Argan Yağı koyarak bir karışım elde edin. Bu karışımın içinde 15 dakika boyunca parmak uçlarınızı bekletin. Tırnaklarınızın sağlıklı bir biçimde kalması için haftada 1 kere bu karışımı 15 dakika boyunca uygulamanız yeterli olacaktır.
• Kırışıklıkları azaltarak cildinizin sıklaşmasını sağlar.
• Sivilce tedavisinde oldukça etkilidir.
• Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
• Güneş(UHV zararlı ışınları), sigara, stres, çevre kirliliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak cildinizi canlandırır.
• Ciltteki tahriş ve iltihaplanmayı azaltabilir.
• Göz altı kırışıklıklarında etkilidir.
• Hamilelik çatlaklarının önenmesinde faydalıdır.
• Hem kuru hem de yağlı ciltler için kullanıma uygundur.
Yüz İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Argan yağının daha fazla etki göstermesi için yüzünüze sürmeden önce temizlemeniz şarttır. Temizlemiş olduğunuz yüzünüze sadece birkaç damla uygulamak yeterli olacaktır. Argan Yağı gün içinde ya da gece yatmadan önce yüze uygulanabilir. Parmağınızın ucuna birkaç damla Argan Yağı damlatın ve parmaklarınızı birbirine sürterek yağın biraz ısınmasını sağlayın. Parmaklarınızla tüm yüz bölgenize nazikçe masaj yaparak Argan Yağını yüzünüze uygulayın. Yağ çabucak cildinize nüfuz edecek ve cildinizin canlandığını göreceksiniz.
Vücut için Nasıl Kullanılmalı?:
Argan Yağı masaj içinde son derece uygun bir üründür. Tercihen duştan sonra temiz vücuda avuç içinde ısıtılarak uygulanması et etkili sonuçları verir. Vücut tarafından kolayca emilmektedir ve diğer yağlarda olduğu gibi yapışkan bir formda değildir, bu nedenle masaj sonrası tekrar duş alınması gerekmemektedir.
Argan Yağının Saç İçin Faydaları
• Yıpranmış ve donuklaşmış saçlarda parlaklık sağlar.
• Saç kırıklarının oluşmasını önler.
• Saçları besler.
Saç İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar Argan Yağı uygulayın. Kafa derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dakika boyunca böyle bekleyin. Daha sonra saçınızı yıkayın.
Argan Yağının Tırnak İçin Faydaları
• Kırılgan tırnak yapısını güçlendirir.
Tırnaklar İçin Nasıl Kullanılmalı?:
Limonu sıkın ve çıkan suyuna eşit miktarda olacak kadar Argan Yağı koyarak bir karışım elde edin. Bu karışımın içinde 15 dakika boyunca parmak uçlarınızı bekletin. Tırnaklarınızın sağlıklı bir biçimde kalması için haftada 1 kere bu karışımı 15 dakika boyunca uygulamanız yeterli olacaktır.
Gen testiyle kanser tarama
Haberlerde okumuşsunuzdur, Angelina Jolie yaptırdığı gen testleri ile kansere yakalanma riskinin yüksek olduğunu tespit ettirip, kanser riski taşıyan organlarını aldırmış.Acaba aynı işlemi sizler yaptırmak isteseniz bunu SGK karşılıyor mu? Angelina Jolie yaptırdığı gen tarama testleri (BRCA1 ve BRCA2) ile meme ve yumurtalık kanseri olma riski olduğunu öğrenmesi üzerine, hem göğüslerini hem de yumurtalıklarını aldırmış.
Sonuçta hekimler kanser riskinin yüzde 80’lerden yüzde 10’lara kadar düştüğünü belirtmişler.
Kanser teşhisinde gen teknolojisi artık yoğun olarak kullanılıyor. SGK’nın hangi genetik testleri karşıladığı da SUT eki 8 numaralı listede var ama maalesef bu listede BRCA1 ve BRCA2 gen testleri yok. Kanser tiplerine göre yapılan gen testi isim listesi de aşağıdaki gibidir.
SGK bu testleri karşılamıyor!
Meme kanseri
Kalıtsal meme ve ovaryum kanseri –mutasyon araştırma / BRCA1, BRCA2 / 4–6 hafta
Kalıtsal meme ve ovaryum kanseri –bilinen mutasyonun taranması / BRCA1, BRCA2 / 5 gün
Meme kanserleri / HER 2 amplifikasyonu / 5 gün
Kolon kanseri
HNPCC (Herediter Non-polipozis Kolon ca) / MLH / 4-6 hafta
FAP ( Familyal adenomatöz polipozis) / APC / 4-6 hafta
Kolon Kanseri ( APCI1307K ilişkili) / APCI1307K / 1-2 hafta
Jüvenil Polipozis Sendromu / SDS / 4-6 hafta
Tiroit kanseri
Multipl Endokrin Neoplazi (Medüller Tiroit Kanseri) / MEN2 / 1 hafta
Kanser ilişkili sendromlar
Peutz Jeghers Sendromu / STK11 / 1-2 hafta
Cowden Sendromu ( Hamartoma tümor sendromu-PHTS) / PTEN / 1-2 ay
BloomSendromu / BLM(RECQL3) / 1 hafta
Meme kanseri genetik bir hastalık mı?
Gen testiyle kanser tanısı yapılabilir…
Uzmanlara göre; kalıtsal olsun veya olmasın, tüm meme kanserlerinde birden fazla genetik bozukluk (mutasyon) bulunabilmektedir. Bunlardan bazıları (ana-babadan) kalıtsal olup çocuğa geçerler. Bazıları da kalıtsal değil sonradan meydana gelirler.
Ancak, kalıtsallık oranı yüzde 5 ile 10 arasında etkilidir. Daha çok ailede 65 yaşından önce meme veya yumurtalık kanseri bulunması, aynı ailede iki veya daha fazla sayıda meme veya yumurtalık kanseri bulunması, her iki memede de kanser bulunması meme kanserinin o ailede kalıtsal olabileceğini düşündürür. Şüphelenilen kişilerde BRCA1 ve BRCA2 gen testleri ile kalıtsal meme kanseri tanısı yapılabilir.
Haber: Ali Tezel
Sonuçta hekimler kanser riskinin yüzde 80’lerden yüzde 10’lara kadar düştüğünü belirtmişler.
Kanser teşhisinde gen teknolojisi artık yoğun olarak kullanılıyor. SGK’nın hangi genetik testleri karşıladığı da SUT eki 8 numaralı listede var ama maalesef bu listede BRCA1 ve BRCA2 gen testleri yok. Kanser tiplerine göre yapılan gen testi isim listesi de aşağıdaki gibidir.
SGK bu testleri karşılamıyor!
Meme kanseri
Kalıtsal meme ve ovaryum kanseri –mutasyon araştırma / BRCA1, BRCA2 / 4–6 hafta
Kalıtsal meme ve ovaryum kanseri –bilinen mutasyonun taranması / BRCA1, BRCA2 / 5 gün
Meme kanserleri / HER 2 amplifikasyonu / 5 gün
Kolon kanseri
HNPCC (Herediter Non-polipozis Kolon ca) / MLH / 4-6 hafta
FAP ( Familyal adenomatöz polipozis) / APC / 4-6 hafta
Kolon Kanseri ( APCI1307K ilişkili) / APCI1307K / 1-2 hafta
Jüvenil Polipozis Sendromu / SDS / 4-6 hafta
Tiroit kanseri
Multipl Endokrin Neoplazi (Medüller Tiroit Kanseri) / MEN2 / 1 hafta
Kanser ilişkili sendromlar
Peutz Jeghers Sendromu / STK11 / 1-2 hafta
Cowden Sendromu ( Hamartoma tümor sendromu-PHTS) / PTEN / 1-2 ay
BloomSendromu / BLM(RECQL3) / 1 hafta
Meme kanseri genetik bir hastalık mı?
Gen testiyle kanser tanısı yapılabilir…
Uzmanlara göre; kalıtsal olsun veya olmasın, tüm meme kanserlerinde birden fazla genetik bozukluk (mutasyon) bulunabilmektedir. Bunlardan bazıları (ana-babadan) kalıtsal olup çocuğa geçerler. Bazıları da kalıtsal değil sonradan meydana gelirler.
Ancak, kalıtsallık oranı yüzde 5 ile 10 arasında etkilidir. Daha çok ailede 65 yaşından önce meme veya yumurtalık kanseri bulunması, aynı ailede iki veya daha fazla sayıda meme veya yumurtalık kanseri bulunması, her iki memede de kanser bulunması meme kanserinin o ailede kalıtsal olabileceğini düşündürür. Şüphelenilen kişilerde BRCA1 ve BRCA2 gen testleri ile kalıtsal meme kanseri tanısı yapılabilir.
Haber: Ali Tezel
Dövme kadını çekici yapıyor
Yapılan bir araştırmada dövmenin kadınları erkekler için daha çekici kıldığını gösterdi.
Fransa'da Bretagne-Sud Üniversitesi'nin araştırması, dövmenin kadınları erkekler için daha çekici kıldığını gösterdi.
DÖVMELİ KADINA ULAŞMASI DAHA KOLAY
.2008-2009 arasında Britanny plajlarında yapılan araştırmaya göre, erkekler aynı zamanda dövmeli kadınları 'daha kolay erişilebilir' görüyor ve sonunda onlarla cinsel ilişkiye girebileceğini düşünüyor.
Fransa'da Bretagne-Sud Üniversitesi'nin araştırması, dövmenin kadınları erkekler için daha çekici kıldığını gösterdi.
DÖVMELİ KADINA ULAŞMASI DAHA KOLAY
.2008-2009 arasında Britanny plajlarında yapılan araştırmaya göre, erkekler aynı zamanda dövmeli kadınları 'daha kolay erişilebilir' görüyor ve sonunda onlarla cinsel ilişkiye girebileceğini düşünüyor.
saçlarda kepek nasıl önlenir
Saç derimizde yorgunluktan, stresten ve bol nişastalı yiyeceklerden kaynaklı kepek oluşabilir.
Kepek problemi, görünüş itibariyle estetik değildir ve sosyal yaşamı olumsuz etkileyebilir. Sizi bu beyaz kâbustan kurtaracak etkili yöntemler.
ASPİRİN
Kepek probleminize son vermek için aspirini kullanabilirsiniz. 2 adet aspirini toz hâline getirip, saçınızı yıkarken kullandığınız şampuanınıza ekleyebilirsiniz.
Şampuanı saçınızda 1-2 dakika beklettikten sonra iyice durulamalısınız. Ardından normal bir şampuanla tekrar saçlarınızı yıkamalısınız.
KABARTMA TOZU VE KARBONAT
Saçlarınızı ıslatıp, bir avuç dolusu kabartma tozu ile saç derinizi iyice ovalamalısınız. Ardından saçlarınızı iyice durulamalısınız. Bu işlemi, saçlarınızı her yıkadığınızda yapabilirsiniz; fakat sadece kabartma tozu ya da karbonat kullanmalısınız.
Sonrasında saçlarınızı şampuanlamamalısınız. Önceleri saçlar biraz kuruyabilir. Ancak, birkaç hafta sonra saç derisi doğal yağlar üretecek ve saçlar daha yumuşak olacaktır. Saç derisi de pul pul olmaktan kurtulacaktır.
LİMON
Kepekler saç derisinin kaşınmasına da neden olur. Kaşıntıdan ve kepekten kurtulmak için çözümü limonda bulabilirsiniz. Sadece saç derinize iki yemek kaşığı limon ile masaj yapıp, sonra suyla durulayabilirsiniz. Bu uygulamayı, kepekler kaybolana kadar her gün yapabilirsiniz.
TUZ
Sofra tuzuyla saçlara masaj yaparak kepeklerden kurtulabilirsiniz. Banyodan önce kuru saça bir miktar tuz serpip masaj yapabilirsiniz. Tuz, kuru ve pul pul olan saç derisini yatıştırır ve şampuan uygulamak için hazır hâle getirir.
SİRKE
Kepekten kurtulmanın bir diğer yoluysa sirkedir. Her şampuanlamanın ardından, 2 fincan soğuk suya 2 fincan elma sirkesi ekleyip saçınızı bununla durulayabilirsiniz. Ayrıca, saçınızı şampuanlamadan önce saçınıza doğrudan 3 yemek kaşığı sirke uygulayarak saç derinize masaj yapabilirsiniz.
Birkaç dakika bu şekilde bekleyip saçınızı durulayabilirsiniz. Sirke, aynı zamanda saçların daha canlı ve parlak olmasını da sağlayacaktır.
Kepek problemi, görünüş itibariyle estetik değildir ve sosyal yaşamı olumsuz etkileyebilir. Sizi bu beyaz kâbustan kurtaracak etkili yöntemler.
ASPİRİN
Kepek probleminize son vermek için aspirini kullanabilirsiniz. 2 adet aspirini toz hâline getirip, saçınızı yıkarken kullandığınız şampuanınıza ekleyebilirsiniz.
Şampuanı saçınızda 1-2 dakika beklettikten sonra iyice durulamalısınız. Ardından normal bir şampuanla tekrar saçlarınızı yıkamalısınız.
KABARTMA TOZU VE KARBONAT
Saçlarınızı ıslatıp, bir avuç dolusu kabartma tozu ile saç derinizi iyice ovalamalısınız. Ardından saçlarınızı iyice durulamalısınız. Bu işlemi, saçlarınızı her yıkadığınızda yapabilirsiniz; fakat sadece kabartma tozu ya da karbonat kullanmalısınız.
Sonrasında saçlarınızı şampuanlamamalısınız. Önceleri saçlar biraz kuruyabilir. Ancak, birkaç hafta sonra saç derisi doğal yağlar üretecek ve saçlar daha yumuşak olacaktır. Saç derisi de pul pul olmaktan kurtulacaktır.
LİMON
Kepekler saç derisinin kaşınmasına da neden olur. Kaşıntıdan ve kepekten kurtulmak için çözümü limonda bulabilirsiniz. Sadece saç derinize iki yemek kaşığı limon ile masaj yapıp, sonra suyla durulayabilirsiniz. Bu uygulamayı, kepekler kaybolana kadar her gün yapabilirsiniz.
TUZ
Sofra tuzuyla saçlara masaj yaparak kepeklerden kurtulabilirsiniz. Banyodan önce kuru saça bir miktar tuz serpip masaj yapabilirsiniz. Tuz, kuru ve pul pul olan saç derisini yatıştırır ve şampuan uygulamak için hazır hâle getirir.
SİRKE
Kepekten kurtulmanın bir diğer yoluysa sirkedir. Her şampuanlamanın ardından, 2 fincan soğuk suya 2 fincan elma sirkesi ekleyip saçınızı bununla durulayabilirsiniz. Ayrıca, saçınızı şampuanlamadan önce saçınıza doğrudan 3 yemek kaşığı sirke uygulayarak saç derinize masaj yapabilirsiniz.
Birkaç dakika bu şekilde bekleyip saçınızı durulayabilirsiniz. Sirke, aynı zamanda saçların daha canlı ve parlak olmasını da sağlayacaktır.
Akar Alerjisi nedir
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Çocuk Alerjisi ve Astım Uzmanı Prof. Dr. Fadıl Öztürk, baş koyulan temiz bir yastıkta 5 bin akar canlısının bulunduğunu söyledi.
Akar alerjisine karşı alınması gereken önlemler konusunda uyarılarda bulunan Öztürk, "Ev tozu akarları özellikle kumaş materyal olan ev eşyalarında oluşur. Bu hayvan, 1 mm'nin 3'te biri kadar büyüklüktedir ve gözle görülemez. Başımızı koyduğumuz temiz yastıkta 5 bin kadar akar bulunur. Özellikle kilim, yorgan, döşek, yastık, perdeler ve kumaşla kaplı mobilyalarda fazla miktarda bulunurlar. Odada bulunan eşyaları mümkün olduğunca azaltmak, mümkün olduğu kadar halı sermemek, odanın özellikle güneş alması ve nem içermemesi çok önemli" şeklinde konuştu.
Akar alerjisine karşı alınması gereken önlemler konusunda uyarılarda bulunan Öztürk, "Ev tozu akarları özellikle kumaş materyal olan ev eşyalarında oluşur. Bu hayvan, 1 mm'nin 3'te biri kadar büyüklüktedir ve gözle görülemez. Başımızı koyduğumuz temiz yastıkta 5 bin kadar akar bulunur. Özellikle kilim, yorgan, döşek, yastık, perdeler ve kumaşla kaplı mobilyalarda fazla miktarda bulunurlar. Odada bulunan eşyaları mümkün olduğunca azaltmak, mümkün olduğu kadar halı sermemek, odanın özellikle güneş alması ve nem içermemesi çok önemli" şeklinde konuştu.
Kelebekler Vadisi Çadır Festivali
MUĞLA’nın Fethiye İlçesi’nde ilk kezdüzenlenen Kelebekler Vadisi ÇadırFestivali, 19 üniversiteden 1500öğrenciyi deniz, kum ve güneş üçgeninde bir araya getirdi. Kendilerini dünyaca ünlü Kelebekler Vadisi’nin ince kumlu plajına atangençler, gün boyu güneşlenip turkuvaz mavisi sularda deniz keyfiyaptı.
Fethiye’nin Ölüdeniz Beldesi’ndeki Faralya Köyü’nde 53 farklı kelebek türünün barındığı dünyaca ünlü Kelebekler Vadisi, 19 üniversiteden 1500 öğrencinin katıldığı Kelebekler Vadisi Çadır Festivali’ne ev sahipliği yaptı. İngiliz The Times dergisi tarafından dünyanın en güzel 4’üncü doğal güzelliği seçilen vadide, 3 gün geçiren öğrenciler deniz, kum ve güneşe doydu.
KIZGIN KUMLARDA SALSA
Hava sıcaklığının 30, deniz suyu sıcaklığının ise 23 derece ölçüldüğü ilçede, kendilerini Kelebekler Vadisi’nin ince kumlu plajına atan gençler, bol bol güneşlendi. Kimileri vadinin eşsiz atmosferinde güneş kremini sürüp sereserpe güneşlenirken kimileri de turkuvaz mavisi sularda yüzdü. Final sınavları öncesi stres atmak istemeyen gençlerden bazıları cep telefonlarından çalınan müzikler eşliğinde kızgın kumlarda salsa yaptı.
Plajda bunlar yaşanırken gökyüzünde vadinin bitişiğindeki Babadağ’dan havalanan yamaç paraşütü pilotlarının renk cümbüşü vardı. Babadağ’dan kalkış yaptıktan sonra Belcekız Plajı yerine vadiye yönelen single (tekli) yamaç paraşütü pilotları, gençlerin ilgi dolu bakışları arasında plaja iniş yaptı.
Festival kapsamında yapılacağı duyurulan Bedük, Göksel ve Hayko Cepkin konserlerinin çevrecilerin tepkisi üzerine iptal edildiğini hatırlatan gençler, her şeye rağmen vadiye geldiklerini, çadır ve battaniye sıkıntısı yüzünden zorluk yaşadıklarını anlattı. Kumsal ve denizin son derece güzel olduğuna vurgu yapan öğrenciler, gece uyurken çok üşüdüklerini de aktardı.
Kastamonu’dan 2 otobüsle vadiye geldiklerini kaydeden öğrencilerden Mehmet Karaçal ise organizasyondan kaynaklı sıkıntılar yaşandığını söyledi. Çadır ve battaniye bulmakta zorlandıklarına değinen Karaçal, her şeye rağmen kendi eğlencelerini yaratmayı başardıklarını kaydetti.
Konserlerin iptal edilmesinin kendilerini etkilemediği anlatan öğrencilerden Esra Yıldırım ise festivalin beklentilerinin üzerinde olduğunu belirtti. Güneşlenip, eğlendiklerini kaydeden Yıldırım, "Bu eşsiz doğada çok güzel vakit geçiriyoruz. Önümüzdeki yıllarda devamını istiyoruz" dedi.
’DJ PERFORMANSLARININ KONSERDEN FARKI YOKTU’
Kocaeli Üniversitesi’nden Mine Yıldırım ise şöyle dedi:
"Vadi harika, işletmeler harika. Deniz muhteşem, çok iyi vakit geçirdik. Ancak organizasyondan kaynaklı çadır ve battaniye sıkıntısı yaşadık. Buradaki doğal yaşamın sürdürülmesi için konserlerin iptal edilmesi normal olabilir. Ancak vadide yapılan DJ performanslarının konserden bir farkı yoktu. Bizim için
Fethiye’nin Ölüdeniz Beldesi’ndeki Faralya Köyü’nde 53 farklı kelebek türünün barındığı dünyaca ünlü Kelebekler Vadisi, 19 üniversiteden 1500 öğrencinin katıldığı Kelebekler Vadisi Çadır Festivali’ne ev sahipliği yaptı. İngiliz The Times dergisi tarafından dünyanın en güzel 4’üncü doğal güzelliği seçilen vadide, 3 gün geçiren öğrenciler deniz, kum ve güneşe doydu.
KIZGIN KUMLARDA SALSA
Hava sıcaklığının 30, deniz suyu sıcaklığının ise 23 derece ölçüldüğü ilçede, kendilerini Kelebekler Vadisi’nin ince kumlu plajına atan gençler, bol bol güneşlendi. Kimileri vadinin eşsiz atmosferinde güneş kremini sürüp sereserpe güneşlenirken kimileri de turkuvaz mavisi sularda yüzdü. Final sınavları öncesi stres atmak istemeyen gençlerden bazıları cep telefonlarından çalınan müzikler eşliğinde kızgın kumlarda salsa yaptı.
Plajda bunlar yaşanırken gökyüzünde vadinin bitişiğindeki Babadağ’dan havalanan yamaç paraşütü pilotlarının renk cümbüşü vardı. Babadağ’dan kalkış yaptıktan sonra Belcekız Plajı yerine vadiye yönelen single (tekli) yamaç paraşütü pilotları, gençlerin ilgi dolu bakışları arasında plaja iniş yaptı.
Festival kapsamında yapılacağı duyurulan Bedük, Göksel ve Hayko Cepkin konserlerinin çevrecilerin tepkisi üzerine iptal edildiğini hatırlatan gençler, her şeye rağmen vadiye geldiklerini, çadır ve battaniye sıkıntısı yüzünden zorluk yaşadıklarını anlattı. Kumsal ve denizin son derece güzel olduğuna vurgu yapan öğrenciler, gece uyurken çok üşüdüklerini de aktardı.
Kastamonu’dan 2 otobüsle vadiye geldiklerini kaydeden öğrencilerden Mehmet Karaçal ise organizasyondan kaynaklı sıkıntılar yaşandığını söyledi. Çadır ve battaniye bulmakta zorlandıklarına değinen Karaçal, her şeye rağmen kendi eğlencelerini yaratmayı başardıklarını kaydetti.
Konserlerin iptal edilmesinin kendilerini etkilemediği anlatan öğrencilerden Esra Yıldırım ise festivalin beklentilerinin üzerinde olduğunu belirtti. Güneşlenip, eğlendiklerini kaydeden Yıldırım, "Bu eşsiz doğada çok güzel vakit geçiriyoruz. Önümüzdeki yıllarda devamını istiyoruz" dedi.
’DJ PERFORMANSLARININ KONSERDEN FARKI YOKTU’
Kocaeli Üniversitesi’nden Mine Yıldırım ise şöyle dedi:
"Vadi harika, işletmeler harika. Deniz muhteşem, çok iyi vakit geçirdik. Ancak organizasyondan kaynaklı çadır ve battaniye sıkıntısı yaşadık. Buradaki doğal yaşamın sürdürülmesi için konserlerin iptal edilmesi normal olabilir. Ancak vadide yapılan DJ performanslarının konserden bir farkı yoktu. Bizim için
Kıvanç Tatlıtuğ'un yeni dizisi
Kuzey Güney’, birkaç hafta içinde final yapacak. Tatlıtuğ ise dizi bitmeden yeni anlaşmayı imzaladı.
İddiaya göre Kıvanç Tatlıtuğ yeni dizi için Star’la anlaştı. ‘Kuzey Güney’den bölüm başına 40 bin TL alan oyuncu, fiyatını da artırdı. 60 bin TL’ye el sıkışan Tatlıtuğ, yüklü bir meblağı da peşin aldı.
’Ay Yapım’la çalışma şartıyla imza atan oyuncu, yeni projesine ocak ayında başlıyor.
Tatlıtuğ’un partneri de belli. Oyuncu, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin ‘Aylin’i Farah Zeynep Abdullah’la kamera karşısına geçecek.
İddiaya göre Kıvanç Tatlıtuğ yeni dizi için Star’la anlaştı. ‘Kuzey Güney’den bölüm başına 40 bin TL alan oyuncu, fiyatını da artırdı. 60 bin TL’ye el sıkışan Tatlıtuğ, yüklü bir meblağı da peşin aldı.
’Ay Yapım’la çalışma şartıyla imza atan oyuncu, yeni projesine ocak ayında başlıyor.
Tatlıtuğ’un partneri de belli. Oyuncu, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin ‘Aylin’i Farah Zeynep Abdullah’la kamera karşısına geçecek.
Emmanuelle Seigner'in Kırmızı İç Çamaşırı
66. Cannes Film Festivali'nde giysi tercihiyle en çok ilgi çeken kişi yönetmen Roman Polanski'nin oyuncu eşi Emmanuelle Seigner oldu.
Polanski'nin Venus In Fur filminde Mathieu Amalric ile başrol paylaşan Seigner gala gecesinde hem derin göğüs dekoltesi hem de derin bir yırtmacı olan bir elbise giydi.
Seigner'ın elbisesiyle aynı renkte iç çamaşırı giydiği de dikkatlerden kaçmadı. 46 yaşındaki Seigner 1989 yılından bu yana Polanksi ile evli ve iki çocuk annesi.
Polanski'nin Venus In Fur filminde Mathieu Amalric ile başrol paylaşan Seigner gala gecesinde hem derin göğüs dekoltesi hem de derin bir yırtmacı olan bir elbise giydi.
Seigner'ın elbisesiyle aynı renkte iç çamaşırı giydiği de dikkatlerden kaçmadı. 46 yaşındaki Seigner 1989 yılından bu yana Polanksi ile evli ve iki çocuk annesi.
Ekin Türkmen, Murat Dalkılıç'ı çabuk unuttu
Güzel oyuncu Ekin Türkmen, şarkıcı Murat Dalkılıç'ı çabuk unutmuş gibi görünüyor.
Şarkıcı Murat Dalkılıç ile 2,5 yıllık ilişkisini geçtiğimiz aylarda noktalayan oyuncu Ekin Türkmen, önceki akşam Galata’ ta bir erkek arkadaşıyla görüntülendi.
Kaldırım kenarına oturmuş, erkek arkadaşıyla sohbet ederken objektiflere yansıyan Türkmen, flaşların patlamasıyla şaşkınlık yaşadı. Gazetecilere “Ne oluyor” işareti yapan Türkmen, “Arkadaşımla sohbet ediyoruz. Aramızda bir şey yok. Yanlış yazmayın sakın” dedikten sonra sohbetine kaldığı yerden devam etti.
Şarkıcı Murat Dalkılıç ile 2,5 yıllık ilişkisini geçtiğimiz aylarda noktalayan oyuncu Ekin Türkmen, önceki akşam Galata’ ta bir erkek arkadaşıyla görüntülendi.
Kaldırım kenarına oturmuş, erkek arkadaşıyla sohbet ederken objektiflere yansıyan Türkmen, flaşların patlamasıyla şaşkınlık yaşadı. Gazetecilere “Ne oluyor” işareti yapan Türkmen, “Arkadaşımla sohbet ediyoruz. Aramızda bir şey yok. Yanlış yazmayın sakın” dedikten sonra sohbetine kaldığı yerden devam etti.
Propolisin Nedir

Propolisin İçeriği
Propolis belli ölçülerde, düzenli tüketildiğinde insan sağlığı için de faydalı etkilere sahiptir. Temel olarak çiçek tozu ve çiçek özlerinden oluşan propolisin içeriğinde temel olarak flavonoidler, faydalı asitler, vitamin ve mineraller bulunur. Propolis ilaç sanayiinde de sıkça kullanılan bir maddedir.
Propolisin Kullanım Şekli
Propolisin kovandan çıktığı şekilde ham olarak tüketilmesi tavsiye edilmez çünkü nadir de olsa alerjik reaksiyona yol açabilir. Ham olarak tüketilecekse günlük miktar yarın çay kaşığını geçmemelidir. Yapışkan bir madde olduğu için çiğnemesi yutması zordur. Hap haline getirilerek tüketilebilir. Fazla tüketmek midede rahatsızlık hissi yaratabilir.
Propolisin Yararlı Özellikleri
Güçlü bir antiseptiktir.
Deri sorunlarına iyi gelir.
Propolisle hazırlanan özel karışımlar yara tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir.
İltihap önleyicidir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Mide ve sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir.
Mide ve bağırsaklarda ülser oluşumunu önler.
Sıvı haline getirilip gargara yapmak üst solunum yolu enfeksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olabilir.
Gargarası ağız içi yaralar ve diş eti sorunlarına iyi gelir.
Ağız yoluyla tüketilmesi yorgunluk ve kırgınlığı giderebilir.
Spiralin Zararları
Mekanik korunma yöntemleri arasında bulunan spiralin her doğum kontrol yönteminde olduğu gibi birtakım yan etkileri bulunuyor…

Spiral taktıran kişilerde dış gebelik riskinin çoğalmasından bahsedilse de dış gebelik çoğu zaman spiralle tesadüfen bir araya geliyor. Spiral taktırmamış ve hiçbir problemi olmayan kadınlarda da dış gebelik riski her zaman bulunuyor. Ancak yapılan incelemeler spiralin dış gebelik riskini bir miktar da olsa artırdığı yönünde sonuçlar veriyor.
Spiralin Yan Etkileri Nelerdir?
Eğer spiral takılırken herhangi bir sorun olmadıysa, normal koşullarda spiral hiçbir yan etki göstermiyor. Ancak spiralde herhangi bir sorun varsa, çeşitli yan etkiler görülebiliyor. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Ara kanama
- Sürekli kanama
- Kahverengi akıntı
- Rahimde ağrı
Spiral takıldıktan sonra baş gösteren yukarıda saydığımız yan etkiler çoğu zaman tedaviye yanıt vermez. Böyle bir durumla karşılaşıldığında en başarılı tedavi şekli spiralin çıkarılması ile olur. Bazı kadınlarda spiral takıldıktan sonra ağrı, titreme, kanama gibi daha çok enfeksiyon belirtisi olan yan etkiler görülebilir. Spiral, yapı itibariyle takıldığı bölgeyi enfeksiyona açık hale getirir. Spiral takıldıktan sonra ağrı, titreme ve kanama görüldüğü durumlarda vakit kaybedilmeden öncelikli olarak enfeksiyon tedavisi yapılmalı, eğer tedaviye yanıt alınamıyorsa spiral mutlaka çıkarılmalıdır.
Bunun dışında spiral takılırken ender de olsa dölyatağı duvarında zedelenme görülebilir. Bu kendini şiddetli bir ağrı ile belli eder. Ağrı bazı zamanlarda birkaç saate yayılabilir ya da kısa zamanda hafifledikten sonra âdet kanamalarında şiddetlenerek sürebilir.
Spiral takılırken yaşanan hafif ve geçici ağrı ile devamında 5-10 dakika süren kramplar ise kısa süreli etkilerdir.
Âdet Kanaması Miktarında Değişiklik
Bakırlı spiral ağırlıkla âdet kanama miktarını artırırken, hormonlu spiraller âdet kanamalarını azaltıyor ve hatta kimi kadınlarda spiralin takılı olduğu sürece âdet kanaması görülmez.
Kilo Alma
Hormonlu spirallerde görülen bir diğer yan etki ise, kimi durumlarda kana geçen hormonlar nedeniyle vücudun su tutması, yani ödeme neden olması ve iştah açma ile birlikte buna bağlı kilo almadır.
Reuters'in paylaştığı Taksim fotoğrafı

Polisin biber gazı sıktığı o anları yakalayan Reuters muhabirinin fotoğrafı paylaşım rekorları kırdı..

Fotoğraf Reuter’in internet sayfasında ve resmi Facebook hesabında da yayınlandı. Ancak fotoğrafa dünyanın dört bir yanından tepki yağdı.
Reuters muhabiri Osman Orsal’ın çektiği fotoğraf için binlerce yorum yapıldı..
Reuters fotoğrafı yayınlarken, Türk polisi, ağaç yıkımını engellerken biber gazı kullandı şeklinde şöyle bir not da düştü..
A Turkish riot policeman uses tear gas as people protest against the destruction of trees in a park brought about by a pedestrian project, in Taksim Square in central Istanbul May 28, 2013.
İşte yorumlardan bazıları...
Shawn Power Wow!! She looks like a realll threat!!
Beğen · Yanıtla · 224 · 6 saat önce, mobil ile
5 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 224 · 6 saat önce, mobil ile
5 Yanıt
滋賀県立長浜北高校 What a brave lady!
Beğen · Yanıtla · 177 · 6 saat önce
2 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 177 · 6 saat önce
2 Yanıt
Vangelis Petropoulos she protests peacefully!!! no excuse for that action!
Beğen · Yanıtla · 144 · 6 saat önce
7 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 144 · 6 saat önce
7 Yanıt
Mimi Champlin brave policeman with a sprayer against an unarmed woman.
Beğen · Yanıtla · 349 · 6 saat önce · Düzenlendi
5 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 349 · 6 saat önce · Düzenlendi
5 Yanıt
El Roi Pigs will be pigs.
Beğen · Yanıtla · 240 · 6 saat önce
9 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 240 · 6 saat önce
9 Yanıt
Efo Etzel Turkey, governed by wolves, whom elected by sheep, ,unjust laws enforced by pigs and the rest suffers...
Beğen · Yanıtla · 72 · 4 saat önce
4 Yanıt
Beğen · Yanıtla · 72 · 4 saat önce
4 Yanıt
Emre Boyeri As a Turk, I’m ashamed of my country’s government and police department. They are not human!
Yavuz Sultan kimdir?

Boğaz'a yapılacak 3. köprünün temeli bugün atıldı. 3'üncü köprünün ismi Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacak. Yavuz Sultan Selim Osmanlı Devleti döneminde kısa bir süre iktidar da kalsa da devletin sınırları oldukça çok genişlemiştir.

Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470'de Amasya'da dünyaya geldi. Babası II. Bayezid, annesi Dulkadırlı ailesinden Aişe Hatun'du. Şehzadeliği Amasya'da geçen Yavuz Sultan Selim, devrin önemli âlimlerinden Arap ve Fars Dili ile yüksek din ve fen dersleri aldı. Devlet idaresi ve askeri konularda eğitim alması için Trabzon Valiliği'ne atandı.
Babası II. Bayezid'in kuvvetli bir padişah olmaması dolayısıyla, Yavuz Sultan Selim'in iktidarı Trabzon ile sınırlı kalmadı. Trabzon'a akınlar düzenleyen Gürcüler üzerine seferler düzenledi. 1508 yılında Kars, Ardahan, Erzurum ve Artvin'e düzenlediği seferler ile buraları Osmanlı topraklarına kattı. Yavuz Sultan Selim'in Trabzon Valiliği döneminde Doğu Anadolu'da Şah İsmail'in başlattığı propaganda hareketleri şiddetli bir hal almıştı. Yavuz Sultan Selim bu durumdan babasını haberdar ettiyse de II. Bayezid hiçbir tedbir almamıştı. Sultan Selim, Valilik göreviyle bu propaganda hareketlerinin önüne geçemeyeceğini bilmekteydi.
24 Nisan 1512'de babasının tahttan indirilmesini sağlayarak kardeşleri Korkut ve Ahmet Çelebileri saf dışından bıraktı ve Osmanlı Devleti'nin başına geçti. II. Bayezid bundan kısa bir süre sonra 26 Mayıs 1512'de vefat etti. Yavuz Sultan Selim tahta geçtikten hemen sonra 1512 ve 1513 yılları arasında Şah İsmail sorununu halletti. Safevi Devleti'ne karşı düzelediği seferler ile ülkenin doğu kesiminin güvenliğini sağladı. Doğu sınırları güvence altına alındıktan sonra Macar, Eflak, Boğdan, Venedik ve Mısır elçileriyle görüşüp yürürlükte olan barış antlaşmalarını devamı için görüşmeler düzenledi.
Bu sırada Şah İsmail, doğuda Akkoyunlu Devleti'ni yıkmış ve bu bölgeyi kendi kontrolüne almıştı. Koyu bir Şii taraftarı olan Şah İsmail, bölgede yaşayan Sünnilerin Anadolu'ya göç etmesine neden olmuştu. Yavuz Sultan Selim'in Anadolu'da iktidarını sağlamlaştırmasının tek yolu Şah İsmail üzerine yürümek olduğunda batı illerindeki devletler ile anlaşmalar yapılmıştı.
Yavuz Sultan Selim 1514 yılında, ordusuyla beraber İran üzerine sefere çıktı. 23 Ağustos 1514'te İran Safevi devleti ile yapılan Çaldıran Savaşı sonucunda Safevi devleti büyük bir yenilgi aldı. Sultan Selim'in Tebriz'e girmesi ile Şah İsmail kaçtı. 1 Eylül 1514'te Sultan Selim, Tebriz'den Karadağ'a yöneldi. Çaldıran Savaşı'ndan sonra İran'nın tamamı ele geçirilmek istense de hava koşullarının uygunsuzluğundan dolayı Amasya'ya dönüldü. Ancak Erzincan ve Bayburt ele geçirilmişti.
Kısa bir süre sonra Anadolu'daki ve yeni ele geçirilen topraklardaki hakimiyetin kuvvetlenmesi için 12 Haziran 1515'de Dulkadıroğlu Beyliği'ne son verildi. Böylece Diyarbakır, Mardin ve Bitlis Osmanlı topraklarına geçti. Fatih Sultan Mehmet döneminden beri süregelen Hicaz su yolları ve hacıların güvenliği konuları yüzünden Mısır Memlük Devleti ile Osmanlı Devleti'nin arası açıktı. Safevi Devleti'nin Memlük Devleti ile ittifak yapmasından dolayı Yavuz Sultan Selim ikinci doğu seferine çıktı. 5 Haziran 1516'da çıkılan seferde Osmanlı ordusu kısa zamanda Mısır sınırlarına dayanmıştı. Mısır'a bağlı olan Antep ve Besni Kaleleri kısa zamanda teslim oldular. Mısır hükümdarı Kansu Gavri yenilerek öldürüldü. 24 Ağustos 1516'da Mercidabık zaferinin kazanılmasından sonra tüm suriye Osmanlı topraklarına katılmış oldu.
28 Ağustos 1516'da Halp'in alınmasından sonra Hama, Humus ve Şam ele geçirildi. Lübnan Emirleri Osmanlı hakimiyetine girdiler. Ardından Gazze ve Kudüs şehirleri alındı. Mercidabık Savaşı'ndan sonra Mısır'ın başına geçen Tumanbay, osmanlı hakimiyetini kabul etmemekteydi. Tumanbay yönetimindeki Mısır ordusuna karşı 22 Ocak 1517'de Ridaniye Savaşı kazanıldı. Bu savaşla birlikte Memlük Devleti yıkılmış, bölgede Osmanlı hakimiyeti güçlenmiş oldu. Bu seferler sonucunda Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı hakimiyetine girdi.
24 Ocak 1517'de Kahire'nin alınmasından sonra Yavuz Sultan Selim Kahire'de Memlük Devleti'ne bağlı bulunan Abbasilerden halifeliği aldı. Yavuz Sultan Selim'in halifeliği alması ile Kahire'de bulunan kutsal emanetler Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'a getirildi. Osmanlı Devleti, İslam dininde bağlayıcılık ve güç sağlayan halifelik kurumunu ele geçird, Böylece ilk halife olan Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim oldu. 12 Eylül 1520'de "Aslan Pençesi" adı verilen bir çıban yüzünden vefat etti. Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Sultan Selim Camii'ndeki türbeye defnedildi. Ölümünden sonra yerine oğlu Kanuni Sultan Süleyman geçti.
Yavuz Sultan Selim döneminde imar faaliyetlerine de önem verildi. Diyarbakır Fatih Paşa, Elbistan Ulu Camii, Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabi'ye Camii, İmaret ve Türbesi yaptırıldı
Kaynak: http://www.kadinkulisi.com/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)